FluentFiction - Turkish

Bargaining Adventure: Ayşe and Kaan's Grand Bazaar Tale

FluentFiction - Turkish

13m 30sMay 18, 2024

Bargaining Adventure: Ayşe and Kaan's Grand Bazaar Tale

1x
0:000:00
View Mode:
  • Güneş pırıl pırıl parlıyordu.

    The sun was shining brightly.

  • Ayşe ve Kaan, İstanbul'un Kapalıçarşı'sında geziyordu.

    Ayşe and Kaan were walking through Istanbul's Grand Bazaar.

  • Kapalıçarşı büyülü bir yerdi.

    The Grand Bazaar was a magical place.

  • Her yerde renkli dükkânlar, mis kokulu baharatlar ve güzel el işleri vardı.

    Everywhere there were colorful shops, fragrant spices, and beautiful handicrafts.

  • Bir dükkânda, el yapımı halılar dikkatlerini çekti.

    In one shop, handmade carpets caught their attention.

  • İpek halılar, rengârenk desenler ve özenli işçilikle doluydu.

    Silk carpets were filled with colorful patterns and meticulous craftsmanship.

  • Ayşe ve Kaan dükkâna girdi.

    Ayşe and Kaan entered the shop.

  • Tezgahtar, güler yüzlü bir adamdı.

    The shopkeeper was a friendly man.

  • İsmi Mehmet'ti.

    His name was Mehmet.

  • "Merhaba," dedi Ayşe.

    "Hello," said Ayşe.

  • "Bu halı çok güzel. Fiyatı ne kadar?"

    "This carpet is very beautiful. How much is it?"

  • Mehmet, "Bu özel bir halı. El yapımıdır. Fiyatı 1000 lira," diye cevap verdi.

    Mehmet replied, "This is a special carpet. It is handmade. The price is 1000 liras."

  • Kaan şaşırdı.

    Kaan was surprised.

  • "1000 lira çok pahalı," dedi.

    "1000 liras is very expensive," he said.

  • "700 lira olsun."

    "Let it be 700 liras."

  • Mehmet başını salladı.

    Mehmet shook his head.

  • "700 lira çok az. Bu halı en az 900 lira değerinde," dedi.

    "700 liras is too little. This carpet is worth at least 900 liras," he said.

  • Ayşe ve Kaan birbirine baktı.

    Ayşe and Kaan looked at each other.

  • Ayşe, "800 lira verebiliriz," dedi.

    Ayşe said, "We can give 800 liras."

  • Mehmet düşünceli bir şekilde durdu.

    Mehmet paused thoughtfully.

  • Sonra, "Tamam," dedi. "800 lira olur."

    Then he said, "Okay, 800 liras it is."

  • Ayşe ve Kaan çok mutlu oldular.

    Ayşe and Kaan were very happy.

  • Halıyı büyük bir özenle katladılar.

    They carefully folded the carpet.

  • Mehmet'e 800 lira verdiler.

    They gave Mehmet 800 liras.

  • Mehmet gülümsedi.

    Mehmet smiled.

  • "İyi günlerde kullanın," dedi.

    "Use it in good days," he said.

  • Ayşe ve Kaan, çarşıdan ayrılırken yeni halılarını ve mutlu anılarını yanlarında götürdüler.

    As Ayşe and Kaan left the market, they took their new carpet and happy memories with them.

  • Kapalıçarşı onlara birçok güzellik sunmuştu.

    The Grand Bazaar had offered them many beauties.

  • Evin yeni halısı sıcak bir hoş geldin sunacaktı.

    The new carpet at home would offer a warm welcome.

  • Mutluydular.

    They were happy.

  • Gün onların günüydü.

    The day was theirs.

  • İstanbul onların şehriydi.

    Istanbul was their city.

  • Ve her anı, yeni maceralara açıktı.

    And every moment was open to new adventures.

  • Ayşe ve Kaan'ın hikâyesi burada bitmedi.

    Ayşe and Kaan's story didn't end here.

  • Yeni anılar, yeni çarşılar ve belki de daha çok pazarlık onları bekliyordu.

    New memories, new markets, and perhaps more bargaining awaited them.