Gün yeni başlıyordu.

The day was just beginning.

Ahmet, Elif ve Murat, Kapalıçarşı'nın kalabalık sokaklarında yürüyorlardı.

Ahmet, Elif, and Murat were walking through the crowded streets of the Grand Bazaar.

Bugün okullar açılıyordu.

Today, schools were reopening.

Yeni bir okul yılı başlıyordu.

A new school year was starting.

Ahmet, Elif ve Murat arkadaşlardı ve aynı sınıftaydılar.

Ahmet, Elif, and Murat were friends and in the same class.

Üçü de heyecanlıydı.

All three were excited.

Kapalıçarşı çok büyüktü.

The Grand Bazaar was very large.

Her yerde dükkanlar vardı.

There were shops everywhere.

Renkli halılar, parlayan mücevherler, güzel kokular... Her şey bir rüyaydı.

Colorful carpets, shining jewelry, delightful fragrances... Everything seemed like a dream.

Ancak, bugün farklıydı.

However, today was different.

Anneleri yeni okul çantası almak için onları getirmişti.

Their mothers had brought them to buy new school bags.

İlk önce halıcı Yusuf Amca'nın dükkanına girdiler.

First, they entered Uncle Yusuf the carpet seller's shop.

Anneleri halıya bakarken, Ahmet gözlerini büyük, altın bir saatten alamıyordu.

While their mother was looking at carpets, Ahmet couldn't take his eyes off a large, golden clock.

Elif ise rengarenk ipek eşarplara bakıyordu.

Elif was looking at colorful silk scarves.

Murat, bir köşede oturup etrafı izliyordu.

Murat sat in a corner watching everything around him.

Az sonra Ahmet'e dönüp dedi ki, "Ahmet, yeni okul çantamı hatırlattı.

Shortly after, he turned to Ahmet and said, "Ahmet, it reminded me of my new school bag.

Senin çantan hazır mı?"

Is your bag ready?"

Ahmet başını salladı.

Ahmet nodded.

"Evet, ama defterlerimi kaybettim.

"Yes, but I lost my notebooks.

Yeni defter almam lazım." dedi.

I need to get new ones," he said.

Daha sonra hemen yan dükkana geçtiler.

Then, they immediately went to the shop next door.

Burada çeşit çeşit okul gereçleri satılıyordu.

Here, they sold all kinds of school supplies.

Renkli kalemler, defterler, cetveller...

Colorful pens, notebooks, rulers...

Anneleri her birine göz gezdirdi ve dedi ki, "Çocuklar, şimdi herkes istediği bir şeyi seçsin."

Their mother looked over each one and said, "Kids, now everyone choose something they want."

Ahmet, mavi bir defter seçti.

Ahmet chose a blue notebook.

Elif, renkli yelpazelerin olduğu bir rafın önünde durdu ve pembe bir yelpaze aldı.

Elif stood in front of a shelf of colorful fans and picked a pink one.

Murat ise büyük bir harita kitabı seçti.

Murat chose a large atlas.

Anneleri hepsini aldı ve kasada ödedi.

Their mother bought everything and paid at the register.

Dışarı çıktıklarında, Kapalıçarşı artık daha kalabalıktı.

When they went outside, the Grand Bazaar was even more crowded.

İnsanlar alışveriş yapıyordu, çocuklar koşuyor, satıcılar bağırıyordu.

People were shopping, children were running, vendors were shouting.

"Haydi, şimdi okula gitme zamanı." dedi anneleri.

"Come on, it's time to go to school now," their mother said.

Okula vardıklarında, Ahmet, Elif ve Murat sınıfa girdiler.

When they arrived at school, Ahmet, Elif, and Murat entered their classroom.

Yeni öğretmenleri, Gülşen Hanım, onları güler yüzle karşıladı.

Their new teacher, Ms. Gülşen, greeted them with a smile.

"Hoş geldiniz çocuklar," dedi.

"Welcome children," she said.

"Yeni bir yıla başladık, yeni maceralar bizi bekliyor."

"We’re starting a new year, new adventures await us."

Sınıfta ilk günü geçirirken, herkes heyecanlandı.

As they spent their first day in class, everyone was excited.

Ahmet yeni defterini kullanmaya başladı, Elif pembe yelpazesini arkadaşlarına gösterdi ve Murat harita kitabını inceledi.

Ahmet started using his new notebook, Elif showed her pink fan to her friends, and Murat examined his atlas.

Her şey yerindeydi.

Everything was in place.

Okulun son zilinde, üç arkadaş dışarıda buluştu.

At the end of the school day, the three friends met outside.

"Bugün çok güzel geçti," dedi Ahmet.

"Today went great," Ahmet said.

"Her gün böyle güzel olacak."

"Every day will be this great."

Elif ve Murat da aynı fikirdeydiler.

Elif and Murat agreed.

Her biri, yeni okul yılına başlamanın ve Kapalıçarşı'da geçirdikleri günün ne kadar özel olduğunu anlamıştı.

Each realized how special it was to start the new school year and spend a day at the Grand Bazaar.

Ve böylece, Ahmet, Elif ve Murat, taze bir başlangıcın ve yeni maceraların tadını çıkararak evlerine gittiler.

And so, Ahmet, Elif, and Murat went home, enjoying the fresh beginning and the new adventures that awaited them.

Yeni okul yılı başlamıştı ve her şey yolundaydı.

The new school year had started, and everything was on track.