Echoes of Healing: A Sibling Reunion in Antalya's Hidden Cove
FluentFiction - Turkish
Echoes of Healing: A Sibling Reunion in Antalya's Hidden Cove
Antalya'da bir yaz günüydü.
It was a summer day in Antalya.
Güneş parlıyordu ve deniz mavi bir tablo gibi görünüyordu.
The sun was shining, and the sea looked like a blue painting.
Selin ve Emre, çocukken sıkça geldikleri saklı koya gittiler.
Selin and Emre went to the hidden cove they often visited as children.
Aralarındaki mesafe yıllar içinde büyümüştü, ama bu yaz tatili onları yeniden bir araya getirdi.
The distance between them had grown over the years, but this summer vacation brought them back together.
Selin, Emre'nin elini tuttu.
Selin held Emre's hand.
"Emre, burada çok güzel bir yer var.
"Emre, there is a very beautiful place here.
Sakin ve huzurlu," dedi.
It's calm and peaceful," she said.
Emre derin bir nefes aldı.
Emre took a deep breath.
"Evet, burayı hep sevdim," diye yanıtladı.
"Yes, I've always loved it here," he replied.
Sahil boyunca yürüdüler.
They walked along the beach.
Kum ayaklarının altında sıcak ve yumuşaktı.
The sand was warm and soft under their feet.
Selin, geçmişteki tartışmaları düşündü.
Selin thought about the arguments from the past.
Emre'nin ne kadar kırıldığını anladı.
She realized how much Emre had been hurt.
Ama ona nasıl anlatacağını hala bilmiyordu.
But she still didn't know how to explain it to him.
Sessizliğin ardından, Selin konuşmaya başladı.
After a moment of silence, Selin started to speak.
"Emre, sana bir şey itiraf etmem gerekiyor.
"Emre, I need to confess something to you.
Hep seni korumak istedim.
I always wanted to protect you.
Ama bazen fazlasıyla kontrolcü oldum.
But sometimes I was too controlling.
Annemizin hasta olduğunu sakladım.
I hid that our mother was sick.
Bunu yalnız başıma halletmeye çalıştım."
I tried to handle it on my own."
Emre şaşırdı.
Emre was surprised.
"Neden söylemedin?
"Why didn't you tell me?
Ben de yardımcı olabilirdim," diye sordu.
I could have helped too," he asked.
Selin gözyaşlarını tutamadı.
Selin couldn't hold back her tears.
"Senin üzülmeni istemedim.
"I didn't want you to be upset.
Ama yanlış yaptım.
But I was wrong.
Bu seni dışlardı ve sana haksızlık ettim."
I excluded you and treated you unfairly."
Bir an için ikisi de sessiz kaldı.
For a moment, both were silent.
Emre denize doğru baktı.
Emre looked out to the sea.
"Ben de seni anlamaya çalışmadım.
"I didn't try to understand you either.
Seni hep kontrolcü ve baskıcı gördüm.
I always saw you as controlling and oppressive.
Ama bugün anlıyorum ki sen de zorluklar yaşadın."
But today I understand that you also faced difficulties."
İkisi de duygularını ifade etmeyi zor buluyordu.
Both found it hard to express their emotions.
Ama bu sahil, bu saklı koy, onlara güven veriyordu.
But this beach, this hidden cove, gave them confidence.
Selin, Emre'nin gözlerine baktı.
Selin looked into Emre's eyes.
"Seni anlıyorum.
"I understand you.
Ve özür dilerim.
And I'm sorry.
Yeniden başlamaya ne dersin?"
How about a fresh start?"
Emre derin bir nefes daha aldı.
Emre took another deep breath.
Gözleri dolmuştu.
His eyes were teary.
"Tamam, Selin.
"Okay, Selin.
Sana bir şans daha vereceğim.
I'll give you another chance.
Ama bu sefer birbirimizi dinleyelim."
But this time, let's listen to each other."
İkisi de yüzlerinde hafif bir gülümsemeyle birbirine sarıldı.
They hugged each other with a slight smile on their faces.
Aile olmak zordu, ama yeniden başlamak mümkündü.
Being family was hard, but a fresh start was possible.
Selin artık her şeyi kontrol edemeyeceğini biliyordu.
Selin now knew she couldn't control everything.
Emre ise hata yapma hakkının olduğunu anladı.
Emre understood that he had the right to make mistakes.
Böylece, mavi suların yanında, güneşin altında yeniden kaynaştılar.
And so, beside the blue waters, under the sun, they reconnected.
Aralarındaki mesafe, denizin dalgaları gibi hafif hafif kayboldu.
The distance between them, like the waves of the sea, gradually faded away.
Ve o yaz günü, saklı koyda birlikte iyileşmeye başladılar.
And on that summer day, in the hidden cove, they began to heal together.
Birbirlerini anlama yolunda ilk adımı attılar.
They took the first step towards understanding each other.
Yol uzun ve zorlu olabilirdi, ama artık yalnız değillerdi.
The road ahead could be long and challenging, but they were no longer alone.
İkisi de değişmişti ve hayatlarına birlikte yön vermeye karar verdiler.
Both had changed and decided to navigate their lives together.