Ankara'nın en prestijli yatılı okullarından birinde hayat ne kadar zor olabilir ki, diye düşündü Selin.

"How hard could life be at one of the most prestigious boarding schools in Ankara?" wondered Selin.

Okulun geniş kampüsünde yürürken içi umut doluydu ama aynı zamanda endişeliydi.

As she walked through the vast campus of the school, she was filled with hope but also anxiety.

Selin, sıcak yaz güneşinin altında yeşeren çimenlerin ve çiçeklerin arasından geçti.

Selin passed through the lush grass and flowers blooming under the warm summer sun.

Selin için bu okul yeni bir başlangıçtı.

This school was a new beginning for Selin.

Küçük bir kasabadan geliyordu ve buradaki öğrencilerin çoğu, nüfuzlu ailelerin çocuklarıydı.

She came from a small town, whereas most of the students here were children of influential families.

Onlar gibi bir arkaplana sahip değildi ama azmi ve çalışkanlığı ile buraya kadar gelmişti.

She did not have a similar background, but with her determination and hard work, she had made it this far.

İlk günler biraz zorlu geçti.

The first few days were a bit tough.

Bazı sınıf arkadaşları, onun burslu bir öğrenci olduğunu öğrendiğinde alaycı bakışlarla bakıyordu.

Some of her classmates looked at her with mocking eyes when they learned she was a scholarship student.

Bu, Selin'i üzmedi değil.

This did hurt Selin.

Kendisini yatakhaneye attığında içi boş gibi hissetti.

When she threw herself onto her bed in the dormitory, she felt empty inside.

Ama hemen toparlandı.

But she quickly pulled herself together.

"Buraya çalışmak için geldim," dedi kendi kendine.

"I came here to study," she said to herself.

"Pes etmeyeceğim."

"I won't give up."

Selin, derslerinde başarılı olmak için çok çalıştı.

Selin worked very hard to succeed in her classes.

Sürekli kütüphanede vakit geçirdi, öğretmenlerden yardım istedi ve anlamadığı konuları çözmek için uğraştı.

She spent a lot of time in the library, asked for help from teachers, and worked diligently to understand subjects that puzzled her.

Aynı zamanda okulun müzik kulübüne katıldı.

She also joined the school’s music club.

Piyano çalmayı seviyordu ve bu, ona huzur veren tek şeydi.

She loved playing the piano, and it was the one thing that gave her peace.

Bir gün, okuldaki büyük akademik yarışma ilan edildi.

One day, a major academic competition was announced at school.

Selin, sınavlara hazırlandığı kadar bu yarışmaya da hazırlandı.

Selin prepared for this competition just as rigorously as she prepared for her exams.

Günlerce çalıştı, notlar aldı ve pratik yaptı.

She worked for days, took notes, and practiced.

Yarışma günü geldiğinde, kendinden emindi ama yine de tedirgindi.

On the day of the competition, she felt confident but still nervous.

Yarışma sonucu açıklandığında herkes şaşkındı.

When the results of the competition were announced, everyone was shocked.

Selin, birinci olmuştu!

Selin had come in first place!

Bu andan sonra, sınıf arkadaşlarının ona bakışları değişti.

From that moment on, her classmates’ attitudes towards her changed.

Artık ona saygı duyuyorlardı.

They now respected her.

Öğretmenleri, onun azmini ve başarısını takdir etti.

Her teachers appreciated her determination and success.

Selin'in bir hedefi daha vardı: Kendine güvenmek ve burada gerçekten bir yer edinmek.

Selin had another goal: To believe in herself and truly find a place for herself here.

Bir süre geçtikten sonra, Selin birkaç iyi arkadaş edindi.

After a while, Selin made a few good friends.

Onlarla kütüphanede çalıştı, okul bahçesinde yürüyüş yaptı ve öğrenci kulüplerine katıldı.

She studied with them in the library, walked in the school garden, and joined student clubs.

Artık kendine daha fazla güveniyordu ve bu okulda başarılı olabileceğine inanıyordu.

She now had more confidence and believed she could be successful at this school.

Selin, Ankara yatılı okulunda yeni dönemin başlangıcında kendini buldu.

At the start of the new term at the Ankara boarding school, Selin found herself.

Artık içindeki tüm şüpheleri geride bırakmıştı.

She had now left all her doubts behind.

Ne olursa olsun, burada bir yer edinip fark yaratabileceğini biliyordu.

No matter what, she knew she could carve out a place for herself and make a difference here.

Son günlerdeki güneşli günler, onun geleceğine ışık tutuyordu.

The sunny days of late had become a beacon lighting up her future.

Artık başarının, azim ve inançla geldiğini biliyordu.

She now knew that success comes with determination and faith.

Selin kendini kanıtladı ve şimdi önü açıktı.

Selin had proven herself, and now the path ahead was clear.