FluentFiction - Turkish

Summer Shenanigans: A Dormitory Misadventure

FluentFiction - Turkish

16m 08sAugust 12, 2024

Summer Shenanigans: A Dormitory Misadventure

1x
0:000:00
View Mode:
  • Yazın sıcak bir günüydü.

    It was a hot summer day.

  • Kolej yurdu bazen çok sessiz, bazen çok hareketli olurdu.

    The student dormitory was sometimes very quiet, sometimes very lively.

  • Emre, yurt odasından çıkarken büyük bir hata yaptı.

    Emre made a big mistake as he left his dorm room.

  • Sadece bir havluya sarılmıştı ve kapıyı arkasından kapattığında, anahtarlarını içeride unuttuğunu fark etti.

    He was wrapped in just a towel and, when he closed the door behind him, he realized he had forgotten his keys inside.

  • "Ah, ne yapacağım şimdi?"

    "Oh, what am I going to do now?"

  • diye düşündü.

    he thought.

  • Havlunun gevşememesi için iyice sardı ve koridorda yürümeye başladı.

    He wrapped the towel tightly to prevent it from loosening and started walking down the corridor.

  • Tam o sırada Yasemin ile karşılaştı.

    Just then, he ran into Yasemin.

  • Yasemin, tertipli ve düzenli biriydi.

    Yasemin was an orderly and organized person.

  • Daima yanında anahtarı olurdu ve Emre'ye gizlice ilgi duyuyordu.

    She always had her keys with her and secretly had a crush on Emre.

  • "Merhaba Emre, problem mi var?"

    "Hello Emre, is there a problem?"

  • dedi Yasemin, hafif bir gülümsemeyle.

    Yasemin said with a slight smile.

  • Emre utanarak, "Anahtarımı içeride unuttum.

    Embarrassed, Emre responded, "I forgot my key inside.

  • Bir yol bulmam gerek," diye cevap verdi.

    I need to find a way."

  • Yasemin içinden, yardım etmek için bir fırsat olduğunu düşündü ama aynı zamanda çekiniyordu.

    Yasemin thought inwardly that this was an opportunity to help, but at the same time, she was shy.

  • "Sana yardım edebilirim.

    "I can help you.

  • Belki yurt müdüründen yedek anahtar alabiliriz."

    Maybe we can get a spare key from the dorm supervisor."

  • Tam o sırada Oğuz yanlarına geldi.

    At that moment, Oğuz came over to them.

  • Oğuz, Emre’nin en yakın arkadaşı ve daima şaka yapmayı severdi.

    Oğuz was Emre's closest friend and always loved to joke around.

  • Durumu görünce hemen bir plan yapmaya başladı.

    Seeing the situation, he immediately began to devise a plan.

  • "Ah, Emre!

    "Oh, Emre!

  • Yine ne yaptın?

    What have you done this time?

  • Dur, müdürün ofisiyle bir işim var.

    Look, I have some business with the supervisor's office.

  • Hadi Yasemin, sen Emre'ye yardım et," diyerek ofise yöneldi.

    Yasemin, you help Emre," he said, heading towards the office.

  • Yasemin, Emre’ye cesaretle "Hadi, müdürün ofisine gidelim," dedi.

    Yasemin courageously said to Emre, "Come on, let's go to the supervisor's office."

  • Müdür ofisine vardıklarında Yasemin, müdürü konuşturarak dikkatini dağıttı.

    When they arrived, Yasemin distracted the supervisor by engaging him in conversation.

  • Bu sırada Oğuz, gizlice kapının kilidini içeriden kapattı ve iki arkadaş dışarıda kaldı.

    Meanwhile, Oğuz secretly locked the door from the inside, leaving the two friends outside.

  • Müdür kapının kilitli olduğunu fark ettiğinde kızgın bir sesle dışarı çağırdı, "Kim kapattı bu kapıyı!"

    When the supervisor noticed the door was locked, he called out angrily, "Who locked this door!"

  • Emre ve Yasemin panikle birbirlerine baktılar.

    Emre and Yasemin looked at each other in panic.

  • Olan biteni anlamışlardı.

    They understood what was happening.

  • Oğuz dışarıda kahkaha atarak, "Ah, Emre!

    Laughing outside, Oğuz shouted, "Oh, Emre!

  • Bu şakayı unutamayız," diye bağırdı.

    We will never forget this joke."

  • Müdür, durumu kavrayınca kendisi de gülmeye başladı.

    When the supervisor grasped the situation, he also started laughing.

  • "Şaka da bir yere kadar, Oğuz," dedi.

    "There's a limit to jokes, Oğuz," he said.

  • Sonunda Emre odasına geri döndü.

    In the end, Emre returned to his room.

  • Yasemin kendini daha özgüvenli hissetti ve Emre'ye "Bir daha dikkatli ol," dedi.

    Yasemin felt more confident and said to Emre, "Be more careful next time."

  • Oğuz ise, şakaların da bir sınırı olduğunu anladı ve durumu düzeltmek için müdürden özür diledi.

    Oğuz realized that jokes also have limits and apologized to the supervisor to make amends.

  • Bu olaydan sonra Emre daha dikkatli olmaya karar verdi.

    After this incident, Emre decided to be more careful.

  • Yasemin, kendine güven kazandı ve Emre ile daha çok vakit geçirmeye başladı.

    Yasemin gained confidence and started spending more time with Emre.

  • Oğuz, şakalarının dozu konusunda daha dikkatli oldu.

    Oğuz became more mindful of the limits of his jokes.

  • Herkes, yazın sıcağında geçen bu komik günü unutmadı.

    Everyone remembered this funny day in the summer heat.