FluentFiction - Turkish

Kites and Balloons: New Year Adventures in Cappadocia

FluentFiction - Turkish

14m 47sJanuary 1, 2025

Kites and Balloons: New Year Adventures in Cappadocia

1x
0:000:00
View Mode:
  • Cappadocia'nın üstünde, kışın soğuk havası irkiltiyordu.

    Above Cappadocia, the cold winter air was startling.

  • Emir, Selin ve Kerem, yeni yılın ilk gününde, rüzgarın gücünü hissedebiliyordu.

    Emir, Selin, and Kerem could feel the strength of the wind on the first day of the new year.

  • Emir çok heyecanlıydı.

    Emir was very excited.

  • Uçurtma, gökyüzünde özgürce süzülmeliydi.

    The kite should glide freely in the sky.

  • Hem bu, onun dikkatini eski kız arkadaşından da uzaklaştıracaktı.

    Besides, this would also distract him from his ex-girlfriend.

  • Selin, yanlarındaki kayanın üstüne çıkıp, "Hadi, uçurtmayı hazırlayalım!" diye önerdi.

    Selin, climbing onto the rock beside them, suggested, "Come on, let's prepare the kite!"

  • Kerem, hafifçe ürkekti.

    Kerem was slightly timid.

  • Yüksek yerler ona hep korkutucu gelirdi.

    High places always seemed frightening to him.

  • Ama arkadaşlarıyla olmak, korkularını yenmek için iyi bir fırsattı.

    But being with his friends was a good opportunity to overcome his fears.

  • Uçurtma hazırdı.

    The kite was ready.

  • Rüzgar sertti.

    The wind was strong.

  • Uçurtma, havada bir kuş gibi süzüldü.

    The kite glided in the air like a bird.

  • Tam da o anda, bir sıcak hava balonuna doğru sürüklendi.

    Just at that moment, it drifted towards a hot air balloon.

  • Emir, "Aman dikkat!" diye bağırdı, ipi çekerek.

    Emir shouted, "Watch out!" while pulling the string.

  • Kerem, tereddütle, "Ya bir şey olursa?" diye sordu.

    Kerem, hesitantly, asked, "What if something happens?"

  • Selin ise, "Sakin ol, her şey yolunda," dedi, gülümseyerek.

    But Selin said, "Relax, everything's fine," smiling.

  • Rüzgar tekrar esti.

    The wind blew again.

  • Uçurtmayı taşın üstünden daha iyi bir yere götürmeliydiler.

    They needed to move the kite to a better spot from the rock.

  • Emir, daha yüksek bir tepeye çıkmaya karar verdi.

    Emir decided to climb to a higher hill.

  • Oradan daha iyi kontrol edebilirdi.

    He could control it better from there.

  • Selin, "Bunu birlikte yapabiliriz," diye cesaret verdi.

    Selin encouraged him, "We can do this together."

  • Kerem, arkadaşlarının arkasından kalabalığın arasına katıldı, biraz endişeli ama istekliydi.

    Kerem joined the crowd behind his friends, a bit anxious but eager.

  • Tepede durdular.

    They stood on the hill.

  • Rüzgar inanılmazdı.

    The wind was incredible.

  • Emir, uçurtmayı daha sıkı tuttu.

    Emir held the kite tighter.

  • Selin, ipleri dikkatle kontrol etti.

    Selin carefully controlled the strings.

  • Kerem nefesini tuttu.

    Kerem held his breath.

  • Aniden, uçurtma bir kez daha balonların arasına yöneldi.

    Suddenly, the kite directed itself once more among the balloons.

  • Hep beraber çığlık attılar.

    They all screamed together.

  • Ama bu kez, ip hızla açılmaya başladı.

    But this time, the string began to quickly unravel.

  • Heyecan dolu bu an sona erdi.

    The moment filled with excitement came to an end.

  • Uçurtma, sıcak hava balonlarının üstünde süzüldü.

    The kite soared above the hot air balloons.

  • "Yaptık!" diye bağırdı Emir.

    "We did it!" shouted Emir.

  • O sırada, bir baloncu yukarıdan şapkasını çıkartarak onlara selam verdi.

    Meanwhile, one of the balloonists took off his hat from above and saluted them.

  • Gülmeye başladılar.

    They began to laugh.

  • Emir, eski sevgilisini unutmuş gibiydi.

    Emir seemed to have forgotten his ex-girlfriend.

  • Kerem, yükseklik korkusunu biraz daha az hissediyordu.

    Kerem felt a little less of his fear of heights.

  • Selin, bazen biraz mizahla spontane olmanın iyi olduğunu anladı.

    Selin realized that sometimes being spontaneous with a bit of humor was a good thing.

  • Cappadocia'nın büyülü kış manzarası altında, dostlukları ve cesaretleri daha da güçlendi.

    Under the magical winter scenery of Cappadocia, their friendship and courage grew even stronger.

  • Yeni yıla böyle bir başlangıç yapmak hiç fena değildi.

    Starting the new year this way wasn't bad at all.

  • Birlikte gökyüzüne baktılar.

    They looked up at the sky together.

  • Bugün, rüzgarın onlara getirdiği hem bir macera hem de bir hafiflik hissi olmuştu.

    Today had brought them both an adventure and a sense of lightness with the wind.