The Winter Lesson: Embracing Help and Friendship at School
FluentFiction - Turkish
The Winter Lesson: Embracing Help and Friendship at School
Emre, okulun kütüphanesinde çalışıyordu.
Emre was working in the school's library.
Yeni dönemin başlamasına az kalmıştı ve ihtiyaç duyduğu tüm malzemeleri almak istiyordu.
The new term was about to begin, and he wanted to get all the supplies he needed.
Yatılı okulun kitapçısı, Emre için oldukça tanıdıktı ama bu kez başka bir anlam taşıyordu.
The bookstore of the boarding school was quite familiar to Emre, but this time it held a different meaning.
İçeri girdiğinde sıcak hava ve kalemlerin, kitapların kokusu onu karşıladı.
Upon entering, he was greeted by the warmth and the scent of pencils and books.
İçerideki sessizlik çok huzur vericiydi.
The silence inside was very soothing.
Ancak kitapçının rafları arasında kaybolmak kolaydı.
However, getting lost among the bookstore's shelves was easy.
Kışın soğukluğu pencere camlarına yansımıştı.
The cold of winter was reflected on the window panes.
Emre, kırtasiye ve ders kitaplarını almayı planlıyordu.
Emre planned to buy stationery and textbooks.
Bağımsız olmak istiyordu.
He wanted to be independent.
Kendi başına her şeyi başarabileceğini göstermeyi çok önemsiyordu.
Showing that he could achieve everything on his own was very important to him.
Ancak raflara bakarken, fiyatların beklediğinden yüksek olduğunu fark etti.
But while looking at the shelves, he realized the prices were higher than he expected.
Bu, onu endişelendirdi.
This worried him.
Yeterince parası olmadığı düşüncesi canını sıktı.
The thought of not having enough money bothered him.
Üstelik bazı kitapları bulmakta zorlanıyordu.
Moreover, he was having difficulty finding some of the books.
Tam bu sırada, Selin içeri girdi.
Just then, Selin walked in.
Selin daima enerjik ve yardımseverdi.
Selin was always energetic and helpful.
Emre'yi görünce gülümsedi.
When she saw Emre, she smiled.
"Burada bir problem mi var, Emre?"
"Is there a problem here, Emre?"
diye sordu.
she asked.
Emre yardım istemekten çekiniyordu ama Selin'in içtenliği onu rahatlatıyordu.
Emre hesitated to ask for help, but Selin's sincerity put him at ease.
"Sadece ne alacağımı bulmaya çalışıyordum," diye cevapladı Emre, biraz utangaçça.
"I was just trying to figure out what to buy," Emre replied, a little shyly.
Selin, raflar arasına göz gezdirdi, ardından Emre'ye dönerek, "Birlikte bakabiliriz.
Selin glanced through the shelves, then turned to Emre and said, "We can look together.
Belki bazı şeyleri daha uygun fiyatlı buluruz," dedi.
Maybe we can find some things more affordably."
Emre, bir süre düşündü.
Emre thought for a moment.
Yardım istemek, başlangıçta planlarına aykırıydı.
Asking for help was contrary to his initial plans.
Ancak zaman daralıyordu ve yardım almak mantıklı görünüyordu.
But time was running out, and getting help seemed sensible.
Derin bir nefes aldı ve Selin'e minnettar bir bakışla gülümsedi.
He took a deep breath and smiled at Selin with gratitude.
"Peki, birlikte bakalım."
"Okay, let's look together."
İkisi birlikte raflar arasında dolaştı.
The two wandered through the shelves together.
Selin, listede olmayan ama çok gereken bazı eşyaları hatırlattı.
Selin reminded him of some items that weren't on the list but were much needed.
Emre, Selin'in yardımıyla kısa sürede ihtiyacı olan her şeyi buldu ve bütçesini de zorlamadı.
With Selin's help, Emre quickly found everything he needed without straining his budget.
Kasada sıra beklerken Selin, "Bak, bazen yardımla her şey daha kolay olabilir," dedi.
While waiting in line at the checkout, Selin said, "See, sometimes with help, everything can be easier."
Emre, Selin'e teşekkür ederek hak verdi.
Emre agreed, thanking Selin.
Yanında birinin olması, işlerin ne kadar kolaylaşabileceğini ona göstermişti.
Having someone by his side had shown him how much easier things could be.
Yarıyıl için tüm malzemeleri almıştı ve şimdi döneme hazırdı.
He had obtained all the supplies for the semester and was now ready for the term.
Kütüphaneye dönmek için yola çıktıklarında, Emre bir dostun değerini anladı.
As they set off to return to the library, Emre understood the value of friendship.
Yardım almak, onun başarısını azaltmamış, tam tersine onu güçlendirmişti.
Receiving help hadn't diminished his success; on the contrary, it had strengthened him.
Kışın serin havasında kitapları ve defterleri taşırken, Emre'nin içi sıcaktı.
While carrying books and notebooks in the cool air of winter, Emre felt warm inside.
Artık dostlukları da bir kat daha güçlenmişti.
Their friendship had now become even stronger.
Selin'e dönüp, "İyi ki sen varsın," dedi.
Turning to Selin, he said, "I'm glad you're here."
Selin sadece gülümseyerek başını salladı ve böylece Emre, yeni döneme hazır ve mutlu bir şekilde yürümeye devam etti.
Selin just nodded with a smile, and so Emre continued walking, ready and happy for the new term.